Yaz günlerinin başlamasıyla serinlemek amacıyla girilen sularda boğulma vakalarında artış gözlenirken Türkiye'de son 8 yılda boğulan kişi sayısı bir hayli fazla.
Yaz günlerinin başlamasıyla serinlemek amacıyla girilen sularda boğulma vakalarında artış gözlenirken Türkiye'de son 8 yılda 5 bin 185 kişinin boğulduğu bildirildi. Akdeniz Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Turgut, AA muhabirine yaptığı açıklamada Türk insanının suyla olan ilgisinin artmasıyla boğulma vakalarında da artış yaşandığını söyledi. 2005 yılından bu yana medyada çıkan ve adli makamlar tarafından teyit edilen boğulma vakalarını araştırdığını belirten Turgut, son 8 yılda 5 bin 185 kişinin boğulduğunu söyledi. Bu rakamın Anadolu'daki bir ilçe nüfusu kadar olduğuna dikkati çeken Turgut, boğulan kişilerden 4 bin 752 kişinin boğulurken yalnız olmadığını kaydetti.
Boğulan kişilerin büyük bir bölümünün yanlarında birileri olduğunu ifade eden Turgut, "Boğulan insanların yanındaki kişiler, boğulan kişiyi kurtaramamış ya da kurtarmak için müdahale ederken kendileri de boğulmuşlar. Bu kişiler hayatlarında yüzme eğitimi ya da can kurtarma eğitimi almış olsalarda belki de bugün çoğunluğu yaşıyor olacaktı. Bir ilçenin doğal bir olayda yok olduğunu düşünün. Mutlak surette bu eğitimlerin eğitim sisteminin içine yerleştirilmesi gerekiyor.
Yüzme ve can kurtarma eğitimleri Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülke politikası haline gelmesi gerektiğini kaydetti. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilgili spor federasyonları bunun için de olabilir" dedi. Türkiye'deki havuz sayısının arttırılması gerektiğine işaret eden Turgut, "Örneğin 'Dünya kenti' denilen Antalya'da kamu kurumlarına ait bir havuz yok. Ulusun yüzme becerisini geliştirmeliyiz. Tabandan yukarıya doğru kişilere yüzme öğretmeliyiz. Her bireye ilkokul yaşlarından itibaren suda can kurtarma bilgisi verilmeli. Bu bilgiler görsel ve yazılı medyadaki haberlerle desteklenmeli" diye konuştu.
"Boğulan bir kişiye el uzatmak yerine dal uzatın"
Yaz günlerinde sıklıkla karşılaşılan boğulma vakalarında temkinli davranılması gerektiğini kaydeden Turgut, şöyle konuştu: "Boğulan bir kişiye el uzatmak yerine dal uzatın. Yüzme bilmiyorsak ve can kurtarma eğitimimiz yoksa etrafımızdaki top, ağaç dalı, ip ya da yüzer bir meteryali boğulan kişiye atmalıyız. Yüzerek yanına yaklaştığımız zaman boğulan kişiyi kendimize yaklaştırmamalıyız, elimizi vermemeliyiz. Yanımızda taşıdığımız tişörtü ya da havluyu tutmasını sağlamalıyız.
Kişiyi sürükleyerek kenara doğru taşılamalıyız. Türkiye'de çoklu boğulma vakaları çok oluyor. Bir kişi boğuluyor ve buna can havliyle yardım eden anne, amca, kardeş, teyze ya da çevrede tanımayan kişiler bile canı gönülden kurtarma duygusuyla atlıyorlar. Bu sefer maalesef kendileri de boğuluyor, kurtarmaya gittikleri kişi de boğluyor. Geçen 8 yıllık süreçte 93 kişi, bir yakınını kurtarmak isterken suya atlıyor, yakını kurtuluyor ancak kendisi boğuluyor. Kurtarmaya giden 181 kişi ise hem kurtarmaya gittiği kişi ölüyor hem de kendisi boğuluyor. Birbirlerini kurtarmak için suya atlayan 7 kişinin öldüğüne bile gördük."
Boğulan kişilerin büyük bir bölümünün yanlarında birileri olduğunu ifade eden Turgut, "Boğulan insanların yanındaki kişiler, boğulan kişiyi kurtaramamış ya da kurtarmak için müdahale ederken kendileri de boğulmuşlar. Bu kişiler hayatlarında yüzme eğitimi ya da can kurtarma eğitimi almış olsalarda belki de bugün çoğunluğu yaşıyor olacaktı. Bir ilçenin doğal bir olayda yok olduğunu düşünün. Mutlak surette bu eğitimlerin eğitim sisteminin içine yerleştirilmesi gerekiyor.
Yüzme ve can kurtarma eğitimleri Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülke politikası haline gelmesi gerektiğini kaydetti. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilgili spor federasyonları bunun için de olabilir" dedi. Türkiye'deki havuz sayısının arttırılması gerektiğine işaret eden Turgut, "Örneğin 'Dünya kenti' denilen Antalya'da kamu kurumlarına ait bir havuz yok. Ulusun yüzme becerisini geliştirmeliyiz. Tabandan yukarıya doğru kişilere yüzme öğretmeliyiz. Her bireye ilkokul yaşlarından itibaren suda can kurtarma bilgisi verilmeli. Bu bilgiler görsel ve yazılı medyadaki haberlerle desteklenmeli" diye konuştu.
"Boğulan bir kişiye el uzatmak yerine dal uzatın"
Yaz günlerinde sıklıkla karşılaşılan boğulma vakalarında temkinli davranılması gerektiğini kaydeden Turgut, şöyle konuştu: "Boğulan bir kişiye el uzatmak yerine dal uzatın. Yüzme bilmiyorsak ve can kurtarma eğitimimiz yoksa etrafımızdaki top, ağaç dalı, ip ya da yüzer bir meteryali boğulan kişiye atmalıyız. Yüzerek yanına yaklaştığımız zaman boğulan kişiyi kendimize yaklaştırmamalıyız, elimizi vermemeliyiz. Yanımızda taşıdığımız tişörtü ya da havluyu tutmasını sağlamalıyız.
Kişiyi sürükleyerek kenara doğru taşılamalıyız. Türkiye'de çoklu boğulma vakaları çok oluyor. Bir kişi boğuluyor ve buna can havliyle yardım eden anne, amca, kardeş, teyze ya da çevrede tanımayan kişiler bile canı gönülden kurtarma duygusuyla atlıyorlar. Bu sefer maalesef kendileri de boğuluyor, kurtarmaya gittikleri kişi de boğluyor. Geçen 8 yıllık süreçte 93 kişi, bir yakınını kurtarmak isterken suya atlıyor, yakını kurtuluyor ancak kendisi boğuluyor. Kurtarmaya giden 181 kişi ise hem kurtarmaya gittiği kişi ölüyor hem de kendisi boğuluyor. Birbirlerini kurtarmak için suya atlayan 7 kişinin öldüğüne bile gördük."
